Gündem

PKK’nın Fesih kararı sonrası DEM Parti’den barış çağrısı

Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönemeç olarak kayda geçen terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma kararının ardından, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Meclis’teki ilk grup toplantısını gerçekleştirdi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın açıklamaları, hem içerdiği mesajlar hem de hükümete yönelik çağrılarla gündeme damgasını vurdu.

Bakırhan, “Bu tarihi fırsatı değerlendirelim. Barışın ve kardeşliğin hâkim olduğu bir Türkiye için birlikte adım atalım. Gelin çifte bayram yaşayalım,” sözleriyle dikkat çekti.

Fesih Kararı ve Siyasi Yansımalar

Geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılan PKK’nın silahlı faaliyetlerine son verme ve örgütü feshetme kararı, hem Türkiye’de hem de uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu.

Uzun yıllar süren çatışmaların ve can kayıplarının ardından alınan bu kararın, yeni bir dönemin kapısını aralayabileceği yorumları yapılıyor.

DEM Parti, bu tarihi gelişmenin ardından siyasi tutumunu netleştirdi ve barışçıl çözüm yollarına açık olduklarını vurguladı.

Grup Toplantısında Birlik ve Barış Mesajı

DEM Parti TBMM Grubu, söz konusu gelişmenin ardından düzenlediği ilk toplantıda yoğun bir katılımla bir araya geldi. Grup salonunda adeta bir umut havası hâkimdi. Partililer, demokratik siyasetin önünü açacak yeni bir sürecin başlaması gerektiğini dile getirdi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan, konuşmasında hem iç siyasete hem de toplumsal beklentilere değindi.

“Bugün burada sadece bir parti grubu olarak değil, barışa susamış halkların sesi olarak bir araya geldik,” diyerek başladığı konuşmasında Bakırhan, geçmişin acılarının tekrar etmemesi için yeni bir sayfa açmanın zorunluluğunu vurguladı.

Hükümete Net Çağrı: Tarihi Sorumluluğunuzu Yerine Getirin

Bakırhan, hükümete doğrudan seslendiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu ülke yıllarca savaşla, acıyla, gözyaşıyla anıldı. Şimdi ise elimizde büyük bir fırsat var. Silahların susmasıyla birlikte siyaset konuşmalı. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi için hükümetin inisiyatif almasını bekliyoruz. Bu fırsat bir daha gelmeyebilir. Hükümete sesleniyorum: Gelin bu bayramı, halklarımıza çifte bayram yapalım.”

Toplumsal Barış İçin Hep Birlikte Çalışmalıyız

DEM Parti lideri, sadece hükümete değil, tüm siyasi partilere ve topluma da çağrıda bulundu. “Barış, sadece bir grubun ya da bir bölgenin meselesi değildir. Barış, hepimizin geleceğidir. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, çocuklarımızın çatışma değil huzur ortamında büyümesini istemeliyiz,” dedi.

Konuşmasında özellikle geçmiş çözüm süreci deneyimlerine de atıfta bulunan Bakırhan, “O gün yapılan hatalardan ders çıkararak daha güçlü, daha kapsayıcı bir çözüm süreci inşa edebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Yargı Reformu ve Anayasal Güvence Şart

DEM Parti’nin barışa dair beklentileri yalnızca söylemle sınırlı değil. Tuncer Bakırhan, konuşmasında çözümün temel ayaklarından biri olarak hukuk reformuna dikkat çekti.

“Yargı bağımsızlığı olmadan, adalet tesis edilmeden barış mümkün değildir. Anayasal güvence altına alınmış eşit yurttaşlık ilkesi sağlanmalı. Kürt halkının dili, kültürü ve kimliği tanınmalı,” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin iç meselesi gibi görülebilir, ancak barış her zaman küresel bir değer taşır. Avrupa Birliği başta olmak üzere, uluslararası toplumu da destekleyici bir tutum almaya çağırıyoruz,” dedi.

Parti Tabanında Umutlu Bekleyiş

Grup toplantısına katılan partililer ve destekçiler, yapılan açıklamalardan memnuniyet duyduklarını belirtti. Toplantı salonundan yükselen sloganlar ve alkışlar, barışa duyulan özlemi bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle gençlerin sürece olan ilgisi, DEM Parti’nin geleceğe dair umutlarını artıran bir başka etken oldu.

Medyada Geniş Yankı Uyandırdı

DEM Parti’nin bu grup toplantısı, sadece TBMM kulislerinde değil, medya organlarında da geniş yer buldu. Uzman yorumcular, PKK’nın feshi sonrası siyasi zeminde oluşabilecek yeni dengelere dikkat çekerken, DEM Parti’nin sürece yapıcı bir yaklaşım sergilemesinin olumlu bir gelişme olduğu yönünde değerlendirmelerde bulundu.

Sürecin Başarısı Ne Kadar Gerçekçi?

Siyasi analistler, böylesine kritik bir sürecin başarıya ulaşması için tüm tarafların samimiyetle hareket etmesi gerektiğini vurguluyor.

Önceki yıllarda yaşanan çözüm girişimlerinin çeşitli nedenlerle başarısız olmasının bu süreci daha da kırılgan hale getirdiği belirtiliyor.

Ancak şu anki tabloya bakıldığında, toplumsal destek ve siyasal iradenin birleşmesi durumunda kalıcı barışın mümkün olabileceği görüşü öne çıkıyor.

Sonuç: Çifte Bayram Umudu

DEM Parti’nin çağrısı, Türkiye’nin geleceği için barışçıl bir rota çizme niyetinin açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

PKK’nın silah bırakmasının ardından ortaya çıkan bu yeni fırsat penceresi, siyaset kurumunun sorumluluk üstlenmesi halinde tarihi bir dönüşümün başlangıcına dönüşebilir. Tuncer Bakırhan’ın da vurguladığı gibi, “Şimdi çifte bayram yaşamak için birlikte hareket etme zamanıdır.”

5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen kongrede terör örgütü PKK’nın aldığı tarihi fesih kararı, kamuoyuna yazılı bir bildiriyle açıklandı.

Söz konusu açıklamada, örgütsel yapının tamamen feshedildiği ve silahlı mücadele yöntemine son verildiği ifade edildi.

Bu radikal karar, Türkiye kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, siyaset sahnesinde de önemli tepkilere neden oldu.

Bu gelişmenin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk grup toplantısını gerçekleştiren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), tarihi kararı değerlendirdi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partililere ve kamuoyuna seslendiği konuşmasında barış, demokrasi ve eşit yurttaşlık vurgularında bulundu.

Toplumun Yıllardır Hasretle Beklediği Günler Geldi

Konuşmasına, sürecin önemine dikkat çekerek başlayan Tuncer Bakırhan, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçte olduğunu belirtti.

Toplumun yıllardır barışa olan özlemini dile getiren Bakırhan, “Bugün, halklarımızın yıllardır umudunu yitirmeden beklediği, barış ve çözüm umuduyla yaşadığı günlerin kapısı aralandı. Türkiye toplumuna, tüm halklarımıza hayırlı olmasını diliyoruz. Umuyorum ki bu süreci barışla, kardeşlikle ve eşit yurttaşlıkla taçlandırabiliriz.” dedi.

Yıllardır barış ve çözüm sürecinin hayalini kuran milyonlarca insanın umutla yaşadığını ifade eden Bakırhan, özellikle Kürt halkının geçmişte büyük acılar yaşadığını vurguladı.

“Biz Kürtler, çok zor zamanlar yaşadık, çok canlar yitirdik. Şimdi bu acıların sona ermesi ve kavgasız bir geleceğe birlikte yürüyebilmemiz için önümüzde bir fırsat var. Bu fırsatı heba etmeyelim.” diye konuştu.

Barışı Ertelemek Haramdır

Konuşmasında özellikle siyasi iktidarın bu süreçteki sorumluluğuna dikkat çeken Bakırhan, atılacak adımların geciktirilmemesi gerektiğini belirtti.

Bayram öncesi bazı düzenlemelerin yapılmasının sürece büyük katkı sağlayacağını söyleyen Bakırhan şu ifadeleri kullandı:

“İnsani, somut ve güven arttırıcı adımların Kurban Bayramı sonrasına bırakılmadan atılması, Türkiye’nin önünü açacaktır. Eğer bu adımlar bugün atılırsa, Kurban Bayramı’nı adeta bir çifte bayrama dönüştürebiliriz. Bu nedenle yürütme organının üzerine düşen görev ve sorumlulukları bir an önce yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Barışı ertelemek haramdır. Artık suskunluk değil, sorumluluk zamanıdır.”

Meclis Barışın Kurucu Gücü Olsun

DEM Parti Eş Genel Başkanı, konuşmasının devamında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine atıf yaptı ve bu ilkenin gerçek anlamda hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Bakırhan, TBMM’nin sürecin merkezinde yer alması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:

“Bu süreçte, Meclis pasif bir izleyici olmamalı. Meclis, barışın kurucu gücü haline gelmeli. Tüm erkler, bu sürecin başarıya ulaşması için sorumluluk üstlenmeli ve demokratik siyasetin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Eğer silahlar artık susuyorsa, siyasetin dili konuşmalı. Barış diliyle, ortak vatan anlayışıyla, cumhuriyeti demokrasiyle buluşturmalıyız.”

Toplumun Barışa Olan Susuzluğuna Tanık Olduk

Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdikleri halk buluşmalarında toplumun barışa duyduğu özleme tanıklık ettiklerini dile getiren Bakırhan, halkın bu konuda oldukça net bir beklentiye sahip olduğunu belirtti. Barış ve kardeşlik temelinde şekillenecek bir geleceğin herkesin ortak arzusu olduğunu ifade ederek, “İnsanlar artık kavga, gözyaşı ve ölümler istemiyor. Halklarımız barış içinde, eşit yurttaşlık temelinde bir yaşam talep ediyor. Bu talep sadece bir kesimin değil, toplumun genelinin ortak sesidir.” dedi.

Konuşmasında tarihi bir referansa da yer veren Bakırhan, Orhun Abideleri’nde geçen bir ifadeyi hatırlattı: “Barış aç olanı tok etmek, az olanı çok etmek için büyük bir fırsattır.”

Bu cümleyi hatırlatarak sürecin önemini bir kez daha vurgulayan Bakırhan, “Barış süreci yalnızca silahların susması değil; aynı zamanda toplumsal adaletin, ekonomik refahın ve insani hakların sağlanmasıdır.”

Toplumun Beklentileri Ortada

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bakırhan, bayramdan önce hangi adımların atılması gerektiği yönündeki bir soruya yanıt verdi. Toplumun taleplerinin uzun zamandır bilindiğini belirten Bakırhan, şu açıklamada bulundu:

“En çok karşılaştığımız taleplerin başında cezaevlerinde bulunan hasta mahkumlar geliyor. Özellikle ağır hasta olan tutsaklar için adımlar atılması halkta olumlu bir izlenim yaratacaktır. Aynı zamanda genel olarak cezaevlerinde bulunan yüzbinlerce insanın durumu da bir kaygı unsuru. Yasal düzenlemeler yapılmadan bile bazı insani adımlar atılabilir. Toplumun sürece inancı ve güveni için bu adımlar geciktirilmeden atılmalıdır.”

Silahların Susması Demokratikleşmeyi Zorunlu Kılar

Bakırhan’a göre, silahlı mücadelenin sona ermesi ve örgütsel yapının dağılması, sadece bir son değil; aynı zamanda demokratikleşme yolunda yeni bir başlangıç olmalıdır.

Bu sürecin başarıya ulaşması için demokratik siyaset kanallarının açık olması gerektiğini vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı, “Siyasetin önü açılmadan, toplumsal sorunların çözümü mümkün olmaz. Şimdi bu topraklarda barış konuşulmalı, çatışma değil. Ve bu barış sürecini kalıcı hale getirecek olan şey, demokratik reformlardır.” şeklinde konuştu.

Sürece Destek Verenlere Teşekkür

Konuşmasının sonunda sürece destek sunan tüm kesimlere teşekkür eden Bakırhan, “Bu zorlu ama umut dolu süreçte destek sunan herkese teşekkür ediyorum. Halkımızın gösterdiği sağduyu, barışın zeminini güçlendiriyor. Gelin hep birlikte bu ülkeye huzur, adalet ve kardeşlik getirelim.” dedi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu