Magazin

Nurgül Yeşilçay İstanbul’dan Neden kaçıyor? İşte üç büyük sebep

Nurgül Yeşilçay, ünlü oyuncunun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla her zaman dikkatleri üzerine çekiyor.

Bu kez, İstanbul’dan taşınacağını duyurmasıyla gündeme geldi. Yeşilçay, İstanbul’dan uzaklaşma kararını üç ana sebeple açıkladı.

İstanbul’un Kaotik Hayatından Kurtulma İhtiyacı

Nurgül Yeşilçay, İstanbul’un yoğun ve karmaşık yaşam tarzının kendisini olumsuz yönde etkilediğini belirtti.

Şehirdeki gürültü, kalabalık, trafik ve sürekli bir koşuşturma içerisinde yaşamanın ruhsal ve fiziksel sağlığını zorladığını ifade etti.

Yeşilçay, İstanbul’un sürekli bir hareketlilik içinde olduğunu, bu ortamın bazen insanı yorabileceğini ve huzur bulma konusunda zorluk yaşadığını dile getirdi.

“İstanbul bana çok şey kattı, ama burada yaşamak beni tükettikçe tüketiyor. Sürekli bir koşturma, gürültü ve kalabalık arasında gerçek anlamda bir nefes almak zorlaşıyor” diyen Yeşilçay, bu yüzden başka bir şehirde daha sakin bir yaşam sürmeyi tercih ettiğini belirtti.

Doğayla İç İçe Bir Yaşam Arzusu

İstanbul’un karmaşasından uzaklaşma kararının bir başka nedeni de doğayla daha iç içe olma isteği. Yeşilçay, insanın doğaya yakın olmasının ruh sağlığına fayda sağladığını ve doğayla iç içe bir yaşam sürmenin kendisi için çok önemli olduğunu vurguladı.

İstanbul’un beton yığınına ve sürekli büyüyen yapılaşmaya karşı doğanın dinginliğinde bir yaşam arzusunun her geçen gün arttığını söyledi.

“İstanbul’un gürültüsünden, beton duvarlardan, trafiğinden yoruldum. Artık doğayla daha iç içe, huzurlu bir yaşam arıyorum. İnsan ruhunun doğada kendini bulduğunu düşünüyorum,” dedi.

Aile ve Kişisel Huzur İçin Yeniden Başlama İhtiyacı

Yeşilçay, taşınma kararının sadece İstanbul’un yoğunluğundan değil, aynı zamanda kişisel huzur arayışından da kaynaklandığını belirtti.

Ailevi sebeplerin de etkili olduğunu, daha fazla zamanını sevdiklerine ve kendine ayırmak istediğini ifade etti.

Sosyal medyada da zaman zaman ailesiyle vakit geçirdiğini gösteren paylaşımlar yapan Yeşilçay, huzur bulacağı bir ortamda, daha kaliteli ve dingin bir hayat sürmek için taşınma kararını aldığını söyledi.

“Artık kendime ve aileme daha fazla vakit ayırmak istiyorum. Çocuklarım ve sevdiklerimle daha fazla vakit geçirip, onlarla huzurlu bir ortamda yaşamak, içsel bir denge bulmak istiyorum,” dedi.

Yeni Bir Başlangıç İçin Hazırlık

Nurgül Yeşilçay, İstanbul’u terk ederken hayatında büyük bir değişim yapmak üzere olduğunun da altını çizdi.

Kendisini daha özgür hissetmek, kişisel gelişimine ve ailesine odaklanarak, daha sakin ve huzurlu bir yaşam tarzı benimsemek istiyor.

Bu karar, sadece fiziksel bir taşınma değil, aynı zamanda ruhsal bir yenilenme ve kişisel bir yolculuk olarak değerlendirilebilir.

Nurgül Yeşilçay’ın İstanbul’dan taşınma kararı, modern yaşamın getirdiği stres ve karmaşadan uzaklaşma arzusunun, doğayla iç içe bir hayat sürme isteğinin ve ailesiyle daha fazla zaman geçirme hevesinin birleşimi olarak öne çıkıyor. İstanbul’dan ayrılma kararının ardında, içsel huzura ve yeniden doğuşa dair güçlü bir arayış bulunuyor.

Nurgül Yeşilçay, hem oyunculuğu hem de özel hayatıyla gündemde olmaya devam eden ünlü isimlerden biri.

Sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Yeşilçay, son zamanlarda İstanbul’dan taşınma kararını açıklayarak dikkatleri üzerine çekti.

Konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İstanbul ile olan ilişkisini “Çok güzel bir evlilik gibi oldu, birbirimize çok iyi baktık.

Ancak her ilişki bir noktada sona erer. Biraz ara vermek lazım, özleyelim birbirimizi” şeklinde ifade etti. Yeni evinin yapımına başladıklarını ve bu evin şehir dışında olacağını da belirten Yeşilçay, “Her yere yakın bir konumda olacak” dedi.

Yeşilçay, taşınma kararını almasının ardında İstanbul’da yaşamın zorluklarına olan bakış açısını ise sosyal medya üzerinden takipçileriyle paylaştı.

“İstanbul’dan neden kaçmalıyız?” diye soran oyuncu, buna üç ana sebep sıralayarak, her birini ayrıntılı şekilde açıkladı.

Trafik Sorunu

İstanbul’un en büyük sorunlarından biri olan trafik, Nurgül Yeşilçay için artık tahammül edilemez bir hale gelmiş. Yeşilçay, “Her dakika trafikteyiz. Arabayla dışarı çıktığında, ‘Arabayı nereye park edeceğim?’ diye düşünmek zorundasın. Taksiye binmeye çalıştığında ise taksi bulamıyorsun. Otobüs veya toplu taşıma kullanmak istersen, onlar da oldukça kalabalık oluyor. Hadi diyelim yürümek istedin ama ne yazık ki kaldırımlar bile yok. Bütün bu seçenekleri düşünmek bile insana zaman kaybettiriyor. Hangi ulaşım aracını kullanacağını seçmek, zamanla matematiksel bir problem haline geliyor. Oysa ben bir sözelciyim ve bu güzel beynimizi daha verimli işlerle kullanabileceğimize inanıyorum” diye belirtti.

Toplumdaki Gerginlik

Yeşilçay, İstanbul’un insanlar arasındaki gerilim ve stresin arttığı bir şehir haline geldiğini vurguladı. “Herkes oldukça gergin. Birbirimizle konuşurken bile bir gerilim oluyor. Birine ‘Nasılsın?’ dediğinde, bazen karşılık olarak ‘Niye sordun?’ cevabını alabiliyorsun. ‘Naber?’ dediğinde, ‘Sana ne?’ cevabı gelebiliyor. Yani her an herkesle kavga etme durumunda gibi hissediyorsun. Toplumdaki bu gerginliği hafifletmek için biraz toprağa basmak, doğaya dönmek gerek” şeklinde konuştu. Bu açıklamalar, büyük bir şehirde yaşamanın stresli yanlarına dikkat çekti.

Lezzetsizlik Sorunu

Üçüncü ve son sebep ise, İstanbul’da yemeklerin lezzetsizliği üzerineydi. Yeşilçay, en lüks restoranlarda bile yediği yemeklerin tatmin edici olmadığını belirterek, “Hangi mekâna gidersen git, yemekler hep aynı şekilde tatsız oluyor.

Sokakta yediğin basit bir şey bile aynı şekilde lezzetsiz. Belki de yemeklerin kalitesizliği artık günlük yaşamın bir parçası haline geldi.

Her şeyin suyunun çıktığı hissine kapılıyorum” diyerek, gıda kalitesindeki düşüşe dair hayal kırıklığını dile getirdi.

Nurgül Yeşilçay’ın İstanbul’dan taşınma kararı, sadece kişisel tercihlerinden kaynaklanmıyor; aynı zamanda şehirdeki yaşam tarzının getirdiği zorluklara karşı duyduğu tepkinin bir yansıması.

Ünlü oyuncu, İstanbul’da geçirdiği yılların ardından, daha sakin ve huzurlu bir yaşam arayışında olduğunu belirtiyor.

Bu yeni dönemde hem daha fazla doğayla iç içe olmayı hem de şehir dışındaki bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ettiğini ifade ediyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu