DünyaGündem

Keşmir’de Gerilim tırmandı: Hindistan-Pakistan savaşa bir adım daha yaklaştı

Hindistan ile Pakistan arasındaki uzun süredir devam eden tansiyon, Keşmir bölgesindeki son hava saldırılarıyla birlikte kritik bir eşiği aşmış durumda. Bölgedeki çatışmaların hızla tırmanması, yalnızca Güney Asya’da değil, küresel ölçekte de yankı uyandırdı. Dünya liderleri ve uluslararası kuruluşlar, artan gerilim karşısında tarafları itidale davet ederken, bölgenin barış ve istikrarı adına çağrılarda bulunuyor.

Gerilimin Tırmanışı

Çatışmaların fitilini ateşleyen son gelişme, Hindistan Hava Kuvvetleri’nin Pakistan kontrolündeki Keşmir bölgesine yönelik gerçekleştirdiği hava operasyonları oldu. Bu saldırılar, Hindistan tarafından “terör unsurlarına karşı meşru müdafaa” olarak tanımlanırken, Pakistan tarafı bu saldırıları egemenliğine açık bir tehdit olarak yorumladı. Ardından Pakistan, misilleme olarak Hindistan’a ait askeri hedefleri vurduğunu açıkladı. İki nükleer gücün karşı karşıya geldiği bu kriz, uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kez daha Güney Asya’ya çevirdi.

Birleşmiş Milletler’den Sakinleştirici Mesajlar

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, taraflara sükûnet çağrısı yaptı. BM sözcülüğünden yapılan açıklamada, Guterres’in Hindistan ve Pakistan’ı “maksimum itidal göstermeye” ve diyaloğa dönmeye davet ettiği bildirildi. Keşmir’deki gerilimin yalnızca bölge halkını değil, tüm dünya barışını tehdit ettiğini vurgulayan Guterres, çatışmanın büyümemesi adına diplomatik kanalların açık tutulması gerektiğini ifade etti.

ABD’nin Temkinli Tutumu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki durumu “son derece endişe verici” olarak değerlendirdi. Bakanlık sözcüsü, taraflarla temas halinde olduklarını ve gerilimin kontrol altına alınması için diplomatik girişimlerin sürdüğünü belirtti. Washington yönetimi, Hindistan’ın terörle mücadelesine destek verdiğini ancak askeri eylemlerin kontrolsüz bir tırmanışa yol açmaması gerektiğini ifade etti. ABD’nin, her iki ülkeye de “ölçülü hareket etme ve doğrudan iletişim kurma” çağrısı yaptığı bildirildi.

Çin’den Dengeleyici Yaklaşım

Çin, hem Hindistan hem de Pakistan ile olan yakın ilişkileri nedeniyle bu tür krizlerde hassas bir diplomatik denge gözetiyor. Pekin yönetimi, gerilimin taraflar arasında yapıcı diyalogla çözülmesini savunurken, çatışmaların artmasının “bölgesel barışı ciddi şekilde tehdit edeceği” uyarısında bulundu. Çin Dışişleri Bakanlığı, her iki ülkeyle de temasta olduklarını ve barışçıl çözüm çabalarına destek vermeye hazır olduklarını açıkladı.

Avrupa Birliği’nden Diplomatik Baskı

Avrupa Birliği (AB), Hindistan-Pakistan hattındaki gelişmeleri yakından izlediğini ve tarafların sorumluluk bilinciyle hareket etmesini beklediğini duyurdu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi, yaptığı yazılı açıklamada, Keşmir meselesinin uluslararası hukuk çerçevesinde ve diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa Parlamentosu’ndan da bazı üyeler, insan hakları ihlalleri ve sivil kayıplar konusundaki endişelerini dile getirdi.

Rusya’dan Arabuluculuk Teklifi

Rusya, hem Hindistan hem de Pakistan ile olan askeri ve ekonomik bağları nedeniyle bu krizle özel olarak ilgileniyor. Moskova yönetimi, taraflara “doğrudan diyalog ve uzlaşı” çağrısı yaparken, gerekmesi durumunda arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Keşmir’deki şiddetin tırmanmasının önlenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, tarafların daha önce imzaladığı barış anlaşmalarına sadık kalmaları gerektiği hatırlatıldı.

İslam Dünyasından Tepkiler

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Pakistan’ın yanında yer alarak Hindistan’ın Keşmir’deki askeri operasyonlarını kınadı. İİT, Keşmir’deki Müslüman nüfusun haklarının korunması gerektiğini belirtti ve uluslararası toplumu bu konuda daha duyarlı olmaya çağırdı. Öte yandan, bazı Müslüman ülkeler ise tarafsız bir duruş sergileyerek, önceliğin diyalogla çözüme verilmesi gerektiğini vurguladı.

Medya ve Kamuoyunun Tepkisi

Çatışmaların medyada geniş yer bulmasıyla birlikte, dünya genelinde kamuoyunun da konuya ilgisi arttı. Sosyal medyada binlerce kullanıcı, Keşmir’de yaşanan olaylara dikkat çeken paylaşımlar yaptı. Bazı sivil toplum kuruluşları, sivillerin korunması için uluslararası yardım çağrısında bulundu.

Bölgesel Etkiler ve Olası Senaryolar

Uzmanlar, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan bu tür krizlerin yalnızca bu iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi etkileyebileceği konusunda uyarıyor. Güney Asya’daki istikrarsızlık, Çin, Afganistan ve İran gibi komşu ülkeleri de etkileyebilecek potansiyele sahip. Ayrıca, nükleer silahlara sahip iki devletin çatışma noktasına gelmesi, küresel güvenlik dengelerini de tehdit edebilecek bir durum yaratıyor.

Barış Umudu ve Diplomasi

Tüm dünya, Hindistan ve Pakistan arasındaki bu yeni gerilim dalgasının kısa sürede son bulmasını temenni ediyor. Diplomatik girişimlerin yoğunlaştığı bu dönemde, tarafların geçmişten ders çıkararak kalıcı bir barış yoluna yönelmeleri gerektiği yönünde çağrılar artıyor. Bölge halkının daha fazla acı çekmemesi için, uluslararası toplumun bu sürece yapıcı bir katkı sunması ise her zamankinden daha kritik.

Güney Asya’da yıllardır süregelen Hindistan-Pakistan gerilimi, 22 Nisan’daki ölümcül saldırının ardından kritik bir dönemece girdi. Son olarak Hindistan, Pakistan’ın kontrolündeki Keşmir bölgesine ve Pakistan topraklarına yönelik toplam dokuz ayrı hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Hindistanlı askeri yetkililer, operasyonun 7 Mayıs gecesi yerel saatle 01.05’te başladığını ve yaklaşık 25 dakika sürdüğünü ifade etti.

Bu saldırılar, iki ülke arasında son yılların en sert çatışmalarından biri olarak dikkat çekiyor. Hindistan’ın düzenlediği hava harekâtına Pakistan hızlı bir şekilde karşılık verdi. Pakistan ordusu tarafından yapılan açıklamada, Hindistan’ın üç farklı bölgeye saldırı düzenlediği, bu saldırılarda 26 kişinin yaşamını yitirdiği ve 46 kişinin de çeşitli şekillerde yaralandığı bildirildi.

Pakistan’ın Cevabı ve Askeri Hamleleri

İlk saldırı dalgasının ardından Pakistan hükümeti, acil olarak Ulusal Güvenlik Komitesi’ni toplama kararı aldı. Toplantının 7 Mayıs Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde gerçekleştirileceği açıklandı. Komite toplantısında, olası diplomatik ve askeri adımların masaya yatırılması bekleniyor.

Pakistan ayrıca Hindistan’ın saldırılarına misilleme yaptığını ve Hindistan’a ait bazı stratejik altyapı noktalarının hedef alındığını duyurdu. Askeri kaynaklar, Pakistan hava kuvvetlerinin bu karşı saldırıda Hindistan’a ait beş savaş uçağını ve bir insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü açıkladı. Bu açıklama, bölgede hava sahası üstünlüğü konusundaki rekabeti bir kez daha gündeme taşıdı.

Gerilimin Kaynağı: 22 Nisan Saldırısı

İki ülke arasındaki bu son tırmanışın temelinde, 22 Nisan’da Keşmir bölgesinde gerçekleştirilen ve büyük yankı uyandıran saldırı bulunuyor. Hindistan, Pakistan destekli militanların düzenlediği bu saldırıda 26 turistin hayatını kaybettiğini belirtiyor. Olay, Keşmir’de sivillere yönelik son 20 yılın en kanlı saldırısı olarak kayıtlara geçti.

Hindistan, saldırıyı gerçekleştiren grupların Pakistan’da üslenmiş olduğu ve İslamabad yönetimi tarafından dolaylı olarak desteklendiği yönünde ciddi iddialarda bulunuyor. Pakistan ise bu suçlamaları reddederek, bölgede teröre karşı mücadelenin sürdüğünü ve Keşmir halkının haklarının korunması gerektiğini savunuyor.

Uluslararası Arenada Tepkiler Gecikmedi

Yaşanan çatışmalar yalnızca bölgesel düzeyde değil, uluslararası camiada da yankı buldu. Birçok ülke ve uluslararası kuruluş, gerilimin daha fazla tırmanmaması için taraflara itidal çağrısında bulundu.

Türkiye’den Diplomatik Temas ve Uçuş İptalleri

Türkiye, gelişmeleri yakından takip eden ülkelerden biri oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, olayların hemen ardından Pakistanlı mevkidaşı Muhammad Ishaq Dar ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek bölgede artan şiddet konusunda bilgi alışverişinde bulundu. Görüşmede, her iki ülkenin itidalle hareket etmesinin önemine dikkat çekildi.

Öte yandan Türk Hava Yolları (THY), bölgedeki güvenlik endişeleri nedeniyle Hindistan ve Pakistan’a yaptığı tüm uçuşları askıya aldığını açıkladı. Şirket yetkilileri, saldırıların yaşandığı saatlerde havada bulunan bazı uçakların rotalarını İran üzerinden Türkiye’ye çevirdiklerini duyurdu.

ABD’den Barış Çağrısı

ABD Başkanı Donald Trump, gelişmelerle ilgili Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, Hindistan ve Pakistan arasındaki tarihsel çatışmalara atıfta bulunarak, “Bu iki ülke uzun süredir savaş halinde. Umarım bu son kriz hızlı bir şekilde çözülür,” ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise, Hindistan ve Pakistan hükümetlerine doğrudan çağrıda bulunarak barışçıl yollarla çözüm aramaları gerektiğini vurguladı. Rubio ayrıca, Trump’ın açıklamalarını desteklediğini belirtti.

Birleşmiş Milletler’den Uyarı: Dünya Yeni Bir Savaşı Kaldıramaz

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de yaşananları kaygı verici bulduklarını belirterek, taraflara sükûnet çağrısında bulundu. BM’den yapılan resmi açıklamada, “Dünya, Hindistan ile Pakistan arasında çıkacak bir savaşı kaldırabilecek durumda değil” denildi. Bu açıklama, iki ülkenin de nükleer silahlara sahip olmasının küresel güvenlik açısından oluşturduğu tehdide işaret etti.

Rusya: Tüm Tarafları İtidale Davet Ediyoruz

Bölgeyle hem askeri hem ekonomik anlamda güçlü ilişkileri bulunan Rusya da sessiz kalmadı. Moskova yönetimi, Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan gerilimden derin endişe duyduklarını açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, her türlü terörizmin kınandığı ve taraflara karşılıklı saygı çerçevesinde diyalog kurmaları gerektiği belirtildi.

Çin: Gelişmeler Üzücü, Taraflar Gerilimi Azaltmalı

Çin Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı yazılı açıklamada, iki komşu ülke arasında son günlerde yaşanan çatışmaları “üzücü” olarak tanımladı. Pekin yönetimi, yaşananları yakından izlediklerini ve tansiyonun düşürülmesi adına her iki tarafın da sorumlu davranması gerektiğini vurguladı.

Bölge İçin Yeni Bir Kriz Kapıda mı?

Uzmanlar, Hindistan ile Pakistan arasında yaşanan bu son gelişmelerin yalnızca askeri düzeyde değil, diplomatik ve ekonomik alanlarda da yansımaları olabileceğini belirtiyor. Keşmir sorunu, her iki ülke için de millî güvenlik ve ulusal onur meselesi olarak görüldüğü için, kalıcı bir çözüme ulaşmak bugüne kadar mümkün olmadı. Ancak sivillerin yoğun şekilde hedef alındığı ve uluslararası toplumun da giderek daha fazla müdahil olduğu bu son kriz, yeni bir dönüm noktasını işaret ediyor olabilir.

Tarafların bundan sonra atacağı adımlar, sadece Güney Asya’nın değil, tüm dünyanın güvenlik dengesini etkileyebilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu