İmamoğlu’ndan Net mesaj: Silahlar sussun, Halk konuşsun

Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilen PKK’nın fesih kararı, ülke genelinde geniş yankı uyandırdı.
Bu gelişmenin ardından, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri Cezaevi’nden avukatları aracılığıyla ilk değerlendirmesini paylaştı.
İmamoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, PKK’nın kendini feshetmesinin, Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğini vurguladı.
“Türk ve Kürt on binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan, kaynaklarımızı tüketen bir karanlık dönem artık sona eriyor,” diyen İmamoğlu, bu sürecin sadece bir son değil, aynı zamanda büyük bir toplumsal yeniden inşa sürecinin başlangıcı olması gerektiğini belirtti.

Toplum Olarak Yaralarımızı Sarmanın Zamanı Geldi
İmamoğlu açıklamasında, Türkiye’nin uzun yıllar boyunca terörle mücadele ederken hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük bedeller ödediğine dikkat çekti.
Fesih kararıyla birlikte yeni bir sayfanın açıldığını ifade eden İmamoğlu, bu yeni sürecin adalet, demokrasi ve toplumsal barış ilkeleriyle şekillenmesi gerektiğini savundu.
“Bu ülkede yaşayan milyonlarca insan, yıllardır güvenlik endişeleri, ekonomik kayıplar ve toplumsal kutuplaşma nedeniyle büyük acılar yaşadı. Artık toplum olarak yaralarımızı sarmak, birlikte geleceği inşa etmek zorundayız,” dedi.

Siyaset, Diyalog ve Katılımcılık Esas Olmalı
İmamoğlu açıklamasının devamında, silahların sustuğu, şiddetin sona erdiği bir ortamda, siyasetin daha yapıcı ve kapsayıcı bir role sahip olması gerektiğini ifade etti.
“Artık işe koyulmanın, sorunları konuşarak, ortak akılla çözmenin zamanıdır. Ülkemizin tüm enerjisini demokratikleşmeye, refaha ve toplumsal uzlaşıya harcamalıyız,” şeklinde konuştu.
Kürt meselesi başta olmak üzere yıllardır çözülemeyen toplumsal sorunların, şeffaf bir süreçle ve tüm kesimlerin katılımıyla tartışılması gerektiğini dile getiren İmamoğlu, bu bağlamda siyasi liderlerin sorumluluğunun büyük olduğunu belirtti.

Bu Dönem Hesaplaşma Değil, Helalleşme Dönemi Olmalı
İmamoğlu, açıklamasında özellikle toplumsal kutuplaşmanın sona erdirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Terörle geçen yılların ardından, geçmişle yüzleşmenin elzem olduğunu fakat bunun intikam duygusuyla değil, bir helalleşme ve adalet zeminiyle yapılmasının gerektiğini söyledi.
“Türkiye’nin ihtiyacı olan şey intikam değil; adalet, hakkaniyet ve ortak bir vicdanın inşasıdır. Bu süreçte herkesin geçmişin hatalarından ders çıkarması ve geleceğe umutla bakması gerekmektedir,” ifadelerini kullandı.
Cezaevinden Gelen Mesaj: Umut ve Kararlılık
Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İmamoğlu, açıklamasını umut dolu mesajlarla sonlandırdı. Türkiye’nin her türlü ayrışmanın, kutuplaşmanın ve ötekileştirmenin ötesine geçmesi gerektiğini belirterek, halkın barış içinde bir arada yaşama iradesine sahip çıktığını söyledi.
“Bugün Türkiye için bir milattır. Geçmişin karanlık gölgelerini ardımızda bırakıp aydınlık bir geleceğe yürümek için elimizde tarihi bir fırsat var.
Bu fırsatı değerlendirmek hepimizin görevidir,” diyen İmamoğlu, toplumsal dayanışma ve birlik çağrısında bulundu.
Siyasi Gözlemciler ne Diyor?
İmamoğlu’nun açıklaması, siyasi çevrelerde ve kamuoyunda dikkatle takip edildi. Birçok yorumcu, bu açıklamayı “bir devlet adamı sorumluluğuyla yapılmış, birleştirici bir çıkış” olarak değerlendirdi. Özellikle barış dili ve geleceğe odaklanan söylemi, farklı siyasi kesimlerden olumlu geri dönüşler aldı.
Analistler, PKK’nın fesih kararıyla oluşan bu yeni atmosferin, Türkiye’nin hem iç hem dış politikada yeni açılımlar yapması için önemli bir fırsat sunduğunu ifade ediyor.
Bu çerçevede, İmamoğlu’nun mesajının, önümüzdeki dönemde Türkiye siyaseti açısından belirleyici olabileceği yorumları yapılıyor.
Toplumdan Gelen İlk Tepkiler: Umut Yeniden Yeşeriyor
İmamoğlu’nun açıklaması, sosyal medya başta olmak üzere halk arasında da yankı buldu. Pek çok yurttaş, “artık kardeş kavgasının bitmesi gerektiğini” belirten mesajlarla açıklamaya destek verdi.
Özellikle genç kuşaklardan gelen “geleceğe birlikte yürüyelim” çağrıları, toplumsal barış arzusunun güçlü bir şekilde sürdüğünü ortaya koydu.
Yeni Bir Başlangıç Mümkün mü?
Ekrem İmamoğlu’nun PKK’nın fesih kararı sonrasındaki bu ilk açıklaması, Türkiye’nin kaderini belirleyebilecek bir dönüm noktasında atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’nin, terörsüz bir gelecek inşa etmesi için siyasi cesaretin ve toplumsal dayanışmanın büyük önem taşıdığı şu günlerde, İmamoğlu’nun dile getirdiği “siyaset, diyalog ve işe koyulma zamanı” mesajı geniş yankı uyandırmaya devam ediyor.
Türkiye şimdi, geçmişin karanlık sayfalarını kapatıp, adil, özgür ve barışçıl bir gelecek kurma yolunda tarihi bir kararın eşiğinde.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, terör örgütü PKK’nın kendini feshetme kararıyla ilgili dikkat çeken bir değerlendirmede bulundu.
Silivri Cezaevi’nden kamuoyuna ulaştırılan açıklamasında İmamoğlu, bu gelişmenin Türkiye için tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek, sürecin şeffaflık, toplumsal katılım ve kalıcı çözümlerle sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekti.
Tarihi Bir Dönemin Kapanışına Şahit Oluyoruz
İmamoğlu, PKK’nın fesih kararıyla birlikte Türkiye’nin kırk yılı aşkın süredir yaşadığı acıların son bulabileceğine dair umut verici bir tablo ortaya çıktığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Yıllardır süren çatışmalar, hem Türk hem de Kürt gençlerimizin hayatlarını kaybetmesine, toplumun büyük acılar yaşamasına ve kaynaklarımızın heba olmasına neden oldu. Artık bu karanlık dönemin kapanması ülkemiz adına memnuniyet verici bir gelişmedir.”
Bu gelişmenin ardından, artık sözün yerini diyalog, siyaset ve somut adımların alması gerektiğini söyleyen İmamoğlu, süreci kalıcı bir barışa dönüştürecek adımların acilen atılması gerektiğini vurguladı.
Sürecin Başarıyla Tamamlanması İçin Çok Yönlü Yaklaşım Şart
PKK’nın kendini feshetme sürecinin ve silahların tamamen bırakılmasının herhangi bir aksama olmadan tamamlanması gerektiğini belirten İmamoğlu, sürecin yalnızca güvenlik politikalarıyla değil, geniş kapsamlı sosyal, siyasi ve hukuki reformlarla desteklenmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ekonomik ve sosyal kalkınmanın hızlandırılması gerektiğini vurguladı.
İmamoğlu, bu yeni dönemin sadece terörle mücadelede değil, aynı zamanda toplumsal yaraların sarılması ve adaletin tesis edilmesinde de önemli bir fırsat sunduğunun altını çizdi.
Bu Süreç Gizli Kapılar Ardında Yürütülemez
Sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi için şeffaflık ilkesinin vazgeçilmez olduğunu belirten İmamoğlu, iktidarın bu tür önemli meseleleri kapalı kapılar ardında sınırlı sayıda aktörle yürütme anlayışının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Toplumsal meşruiyetin sağlanabilmesi için demokratik ilkelerin, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin garanti altına alınması gerektiğini kaydetti:
“Kritik meseleler, kısa vadeli siyasi hesaplara kurban edilmemeli. Gerçek anlamda çözüm, uzun vadeli, bölgesel gerçekleri gözeten ve tüm toplumu içine alan bir yaklaşımla mümkündür.”
Meclis Zemininde Kapsayıcı Bir Komisyon Kurulmalı
İmamoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) tüm partilerin katılımıyla geniş tabanlı bir komisyon kurulması çağrısında bulundu.
Bu komisyonun yalnızca siyasi değil, akademik ve sivil toplum temsilcilerinden de destek alması gerektiğini belirterek, toplumun sürece dahil edilmesinin önemine dikkat çekti.
Ayrıca, yıllarca bu süreçten mağdur olmuş ailelerin, özellikle şehit ve gazi yakınlarının sürece dair bilgilendirilmesinin, sürecin adalet duygusunu pekiştireceğini ifade etti:
“Acıları yaşamış tüm ailelerin sesini dinlemeli, onları süreç hakkında aydınlatmalı ve gönüllerini kazanmalıyız. Ancak o zaman kalıcı bir toplumsal barışa ulaşabiliriz.”
Eşit Yurttaşlık İlkesi Esas Alınmalı
Kürt meselesine dair çözümün temelinde, tüm vatandaşların hukuk önünde eşit haklara sahip olması gerektiğini vurgulayan İmamoğlu, bu sorunun kökeninde yalnızca terör değil, aynı zamanda devletin geçmişte yaptığı hataların da bulunduğunu belirtti.
“Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden biri olan eşit yurttaşlık duygusunu tüm vatandaşlarımıza hissettiremediğimiz sürece, bu mesele kalıcı olarak çözülemez.
Kürt vatandaşlarımızın kendilerini bu ülkenin eşit hissedarları olarak görmeleri, Türkiye’nin hem iç barışını hem de bölgesel gücünü artıracaktır.”
Bu bağlamda, hem Türkiye’de yaşayan Kürtlerin hem de sınırlarımız dışında yaşayan Kürt halkının bir tehdit değil, ortak geçmişin ve geleceğin parçası olarak görülmesi gerektiğini ifade etti.
Gelecek İçin Umudumuzu Diri Tutalım
İmamoğlu, açıklamasının son bölümünde, Türkiye’nin tüm sorunlarını çözebilecek güçte ve potansiyelde bir ülke olduğunu belirterek, akıl, bilim ve demokrasiye dayalı politikaların bu meselede rehber olması gerektiğini söyledi:
“Ülkemizin hiçbir sorunu çözümsüz değildir. Yeter ki kutuplaştırıcı söylemlerden uzak duralım, siyasi rekabeti düşmanlığa dönüştürmeyelim. Yeter ki hukukun üstünlüğünü esas alalım, adaletten sapmayalım ve tüm gücü halka ait kılalım.”
İmamoğlu, ilk seçimlerde iktidara geldiklerinde Türkiye’nin temel meselelerine çözüm üreten bir anlayışı hayata geçireceklerini, her bölgeye, her kimliğe, her inanca eşit ve adil bir yaşam sunacaklarını vurguladı.
Özellikle ekonomik adaletsizlikle mücadele edeceklerini ve ülkenin her köşesine refahı yayacaklarını ifade etti.
“Ay yıldızlı bayrağımız hepimizi altında birleştirecek kadar yüce, vatanımız ise tüm vatandaşlarımıza yetecek kadar büyük ve kucaklayıcıdır. Kürt meselesi başta olmak üzere ülkemizin tüm kronik sorunlarını sağduyuyla, akılla, bilimle ve ortak akılla çözmeye kararlıyız.”