Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vuran gelişmelerden biri bugün yaşandı. Yıllardır ülkenin gündemini meşgul eden, binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan terör örgütü PKK, beklenmedik bir kararla kendisini feshettiğini duyurdu.
Bu açıklama, sadece Türkiye’de değil, bölge ülkelerinde ve uluslararası kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı.
Yıllar Süren Şiddet ve Terör Son Buluyor
PKK, 1984 yılında silahlı eylemlerine başlayarak Türkiye’nin doğusunda ve güneydoğusunda ciddi güvenlik sorunlarına yol açtı. On binlerce asker, polis, sivil ve PKK mensubu bu süreçte hayatını kaybetti.
Yıllarca süren çatışmalar, Türkiye’nin ekonomik kaynaklarını tüketti, toplumsal barışa zarar verdi ve bölge halkının gelişimini engelledi.
Bu nedenle, bugün yapılan açıklama, milyonlarca insan için umut verici ve tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Açıklamanın Detayları ve Vurgu Yapılan Mesajlar
PKK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Silahlı mücadele dönemi sona ermiştir. Örgüt olarak, faaliyetlerimizi sonlandırma kararı almış bulunuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM), bu yeni dönemde tarihi bir sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir.”
Açıklamada, örgütün ideolojik hedeflerinden vazgeçtiğine dair net bir ifade yer almasa da, silahların tamamen bırakıldığı ve örgütsel yapının dağıtıldığı vurgulandı.
Bu da Türkiye için sadece bir güvenlik kazanımı değil, aynı zamanda toplumsal birlik ve siyasi normalleşme açısından büyük bir adım anlamına geliyor.
TBMM’ye Çağrı: Tarihi Sorumluluğa Dikkat Çekildi
PKK’nın açıklamasında özellikle TBMM’ye yapılan vurgu dikkat çekti. “Tarihi sorumluluk” ifadesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yasama organının, bu yeni dönemi fırsata çevirmesi ve toplumsal yaraların sarılması için gerekli adımları atması gerektiğini ima ediyor.
Özellikle bölgede yaşayan halkın sosyal, kültürel ve ekonomik haklarının genişletilmesi, demokratik katılımın güçlendirilmesi, ifade özgürlüğünün korunması gibi alanlarda TBMM’nin öncülük etmesi gerektiği belirtiliyor.
Siyasi Yorumlar ve İlk Tepkiler
Bu gelişmenin hemen ardından hem iktidar hem de muhalefet cephesinden ilk değerlendirmeler gelmeye başladı.
İktidar kanadından yapılan açıklamalarda, bu kararın Türkiye’nin kararlı mücadelesi sayesinde alındığı belirtilirken, barışın kalıcı hale gelmesi için gerekli reformlara devam edileceği ifade edildi.
Muhalefet liderleri ise, bu kararın tek başına yeterli olmadığını, toplumsal uzlaşı, hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi için kapsamlı bir dönüşüm süreci gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, geçmişte yaşanan hak ihlallerinin aydınlatılması ve toplumsal hafızanın onarılması gerektiğine de dikkat çekildi.
Uluslararası Tepkiler ve Beklentiler
Uluslararası kamuoyu da bu gelişmeye kayıtsız kalmadı. Birçok ülkenin dışişleri bakanlıkları, PKK’nın silah bırakma ve kendini feshetme kararını memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.
Avrupa Birliği yetkilileri, bu adımın Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandırmasını umduklarını ifade ederken, Birleşmiş Milletler’den gelen açıklamada, “çatışmasız bir gelecek inşa etmenin mümkün olduğu” vurgulandı.
Bölge ülkeleri ise, bu kararın sınır ötesi güvenlik işbirliğini olumlu etkilemesini bekliyor. Özellikle Irak ve Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren uzantılarla ilgili sürecin nasıl gelişeceği, önümüzdeki dönemde önemli bir gündem maddesi olacak.
Toplumsal Barışa Doğru Yeni Bir Sayfa
Bu açıklamanın ardından, Türkiye toplumunda yıllardır süren bir yarayı kapatma ümidi doğdu. Özellikle doğu ve güneydoğudaki vatandaşlar, şiddetsiz bir ortamda yaşamlarını sürdürme, çocuklarını çatışma korkusu olmadan büyütme hayalini kuruyor.
Bu nedenle PKK’nın fesih kararı, sadece askeri ve siyasi düzeyde değil, toplumsal düzeyde de güçlü etkiler yaratabilecek bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Sürecin Geleceği: Zorluklar ve Fırsatlar
Her ne kadar bu gelişme tarihi bir başarı olarak değerlendirilse de, sürecin tamamlanması ve kalıcı barışın sağlanması için atılması gereken çok sayıda adım bulunuyor.
Özellikle örgüt üyelerinin ne şekilde topluma kazandırılacağı, cezaevlerindeki PKK bağlantılı mahkumlarla ilgili politikaların nasıl şekilleneceği, Kürt meselesine dair demokratik taleplerin nasıl karşılanacağı gibi konular sürecin hassasiyetini artırıyor.
Ayrıca, örgütün dış bağlantılarının, özellikle yurtdışında yaşayan destekçileri ve finansal kaynaklarıyla ilgili nasıl bir yol izleneceği de önem kazanacak.
Türkiye’nin bu süreci şeffaf, kapsayıcı ve insan haklarına dayalı bir yaklaşımla yürütmesi, uluslararası desteğin artmasına katkı sağlayacaktır.
Yeni Bir Başlangıç Mümkün mü?
PKK’nın kendini feshettiğini duyurması, Türkiye tarihinde uzun yıllardır beklenen bir gelişmeydi. Bu açıklama, şiddetin ve silahlı mücadelenin artık geçerliliğini yitirdiğini, sorunların demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini gösteriyor. Şimdi gözler, Türkiye’nin bu tarihi fırsatı nasıl değerlendireceğinde.
TBMM’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, toplumsal barışa ve eşitliğe dayalı yeni bir sayfa açması, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de kaderini değiştirebilir.
Silahların sustuğu, fikirlerin konuştuğu bir Türkiye mümkün. Bugün atılan adım, bu hayalin gerçeğe dönüşmesi için önemli bir başlangıç olabilir.
Terörsüz Türkiye Yolunda Tarihi Adım: PKK 12. Kongresi Fesih ve Silahlı Mücadeleye Son Verme Kararı Aldı
Türkiye’nin yakın tarihinde bir dönüm noktası olarak kayda geçen gelişmeler kapsamında, terör örgütü PKK’nın 12. Kongresi tamamlandı.
5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu kongre, örgütün yapısal olarak kendisini feshetme ve silahlı mücadeleye son verme kararlarını içeren tarihi nitelikte bir bildirinin yayımlanmasıyla sonuçlandı. Kongrede alınan kararlar, kamuoyunda ve siyaset dünyasında geniş yankı uyandırdı.
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat Çağrısının Ardından
Kongre süreci, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde yaptığı çağrı ile başlamıştı. Öcalan, yaptığı açıklamada örgütün mevcut yapısını sona erdirmesi ve silahlı mücadeleyi bırakarak siyasi çözüm sürecine geçilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Bu çağrı, hem Türkiye kamuoyunda hem de uluslararası çevrelerde dikkatle izlenmişti.
12. Kongre: Katılım, Yer ve Zaman
5-7 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen 12. PKK Kongresi, iki farklı mekânda eş zamanlı olarak gerçekleştirilmiş ve toplamda 232 delege bu sürece katılım sağlamıştı.
Kongrenin güvenlik gerekçeleriyle farklı lokasyonlarda organize edilmesi dikkat çekerken, katılımın yüksekliği örgüt içerisinde bu çağrının ciddi bir karşılık bulduğunu ortaya koydu.
Kongre Bildirisinden Öne Çıkanlar
Kongrede alınan kararlar kamuoyuyla paylaşıldı. Yapılan yazılı açıklamada, Abdullah Öcalan’ın süreci başlatan çağrısı hatırlatılarak, “Önder Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli açıklamasıyla başlattığı yeni dönem, onun geliştirdiği perspektifler doğrultusunda 5-7 Mayıs tarihleri arasında başarıyla tamamlanan 12. Parti Kongremizle önemli bir evreye ulaşmıştır” ifadeleri kullanıldı.
Kongre bildirisine göre, PKK’nın örgütsel yapısı resmen feshedilmiş, silahlı mücadele yöntemi sona erdirilmiştir.
Bu kararla birlikte, PKK ismiyle yürütülen tüm faaliyetler durdurulmuştur. Açıklamada ayrıca, bu kararların Öcalan’ın liderliğinde ve denetiminde uygulanacağına işaret edilmiştir.
Tarihi Kararlar Aldık Vurgusu
Kamuoyuyla paylaşılan bildiride “Tarihi kararlar aldık” ifadesi dikkat çekti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “PKK 12. Kongresi, uygulama sürecinin Önder APO tarafından yürütülmek üzere örgütsel yapının feshedilmesi ve silahlı mücadeleye son verilmesi yönünde karar alarak, PKK ismi altında yürütülen tüm faaliyetleri sonlandırmıştır.”
Kürt-Türk İlişkilerinde Yeni Bir Sayfa
Bildiride Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki Kürt isyanlarına ve Kürt-Türk ilişkilerinin tarihsel arka planına da değinildi. “Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan Kürt isyanları, 1000 yıllık Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıla yayılan liderlik mücadelesi göstermiştir ki; Kürt sorunu, ancak ortak vatan ve eşit yurttaşlık temelinde çözülebilir” denildi.
Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmelerin, Kürt-Türk ilişkilerinin yeniden düzenlenmesini zorunlu kıldığına da dikkat çekildi.
Geleceğe Dair Temenniler ve Beklentiler
Kongrede alınan kararların, halk tarafından anlayışla karşılanacağı ve demokratik mücadele sürecinin destekleneceği inancı da bildiride açıkça ifade edildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“PKK’yı feshetme ve silahlı mücadeleyi sonlandırma kararımızın halkımız tarafından en iyi şekilde anlaşılacağına, kadınlar ve gençlerin öncülüğünde yaşamın her alanında öz örgütlenmelerin kurulacağına, kimlik, dil ve kültürel değerler temelinde öz yeterliliğe dayalı bir toplumun inşa edileceğine inanıyoruz.”
Bu kapsamda Kürt siyasi partilerine, demokratik kitle örgütlerine ve kanaat önderlerine de demokratik ulusun gelişimi yönünde önemli sorumluluklar düştüğü belirtildi.
Meclis ve Toplumun Tüm Kesimlerine Çağrı
Açıklamanın en dikkat çeken bölümlerinden biri de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve toplumu temsil eden diğer yapılara yapılan çağrı oldu. Bildiride, kongrede alınan kararların barış ve demokratik çözüm açısından tarihi bir fırsat sunduğu belirtildi.
“Bu kararların uygulanabilmesi, Önder APO’nun süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyasetin önü açılması ve hukuki güvence sağlanması ile mümkündür” denilen açıklamada, TBMM’ye büyük sorumluluk düştüğü ifade edildi.
Mecliste yer alan tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, inanç toplulukları, medya organları, akademisyenler, sanatçılar, sendikalar, kadın ve gençlik hareketleri ile çevreci gruplar barış sürecine katkı sağlamaya davet edildi.
Kongre Görselleri ve Yansımaları
Ayrıca, 12. Kongreye ait fotoğrafların da kamuoyuna sızmasıyla birlikte, toplantının ciddiyeti ve delegelerin katılım düzeyi daha net şekilde gözler önüne serildi.
Görsellerde, farklı yaş ve toplumsal kesimlerden katılım sağlayan delegelerin bulunduğu, kongrenin disiplinli bir çerçevede gerçekleştirildiği dikkat çekti.
PKK’nın aldığı bu karar, Türkiye’nin demokratikleşme süreci ve kalıcı barış hedefleri açısından son derece önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
