Sağlık

Polen alerjisi türleri: Burnunuzdan cildinize kadar etkili 5 belirti

Polen alerjisi, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında yaygın olarak görülen, bağışıklık sisteminin polen gibi zararsız maddelere karşı aşırı tepki göstermesiyle oluşan bir alerji türüdür. Tıbbi adıyla “alerjik rinit” olarak bilinen bu durum, çevresel etmenlerle tetiklenir ve bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Polen alerjisi, etkilenen vücut bölgelerine ve belirtilerin şekline göre farklı başlıklarda sınıflandırılabilir.

Alerjik Rinit (Saman Nezlesi)

Polen alerjisi denince akla ilk gelen rahatsızlıklardan biri alerjik rinittir. Halk arasında “saman nezlesi” olarak da bilinen bu durum, burun iç zarının polenlere karşı gösterdiği alerjik reaksiyon sonucunda ortaya çıkar. Genellikle burun akıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı ve koku alma duyusunda azalma gibi belirtilerle kendini gösterir.

Alerjik rinit mevsimsel (mevsimsel alerjik rinit) veya yıl boyunca süren (pereniyal alerjik rinit) şekilde görülebilir. Mevsimsel rinit daha çok ilkbahar ve yaz aylarında ağaç, çimen veya yabani ot polenlerine bağlı olarak gelişirken; yıl boyunca devam eden rinit daha çok ev tozu akarları veya evcil hayvan tüyleri gibi tetikleyicilerle ilişkilidir. Ancak bazı kişilerde yıl boyu süren rinitin üzerine mevsimsel polen alerjisi eklenebilir ve belirtiler daha da şiddetlenebilir.

Alerjik Konjonktivit (Göz Alerjisi)

Polen alerjisinin etkilediği bir diğer yaygın bölge gözlerdir. Alerjik konjonktivit, gözlerin dış yüzeyini örten konjonktiva tabakasının polen gibi alerjenlerle temas etmesiyle meydana gelir. Bu durumda kişilerde gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve yanma hissi gibi belirtiler görülür.

Bazı bireylerde bu durum o kadar şiddetli olabilir ki günlük yaşamı önemli ölçüde zorlaştırır. Gözlerde sürekli ovuşturma, kontakt lens kullanamama, ışığa karşı hassasiyet gibi problemler ortaya çıkabilir. Alerjik konjonktivit genellikle alerjik rinit ile birlikte seyreder, fakat tek başına da görülebilir.

Alerjik Dermatit (Cilt Alerjisi)

Polen alerjileri sadece solunum yollarını değil, cildi de etkileyebilir. Özellikle polenlere duyarlı bireylerde açık havada zaman geçirildiğinde ciltte kızarıklık, döküntü, kaşıntı ve kuruluk gibi belirtiler meydana gelebilir. Bu tabloya “alerjik kontakt dermatit” ya da “atopik dermatit” denir.

Alerjik dermatit, polenlerin cilde doğrudan temasıyla oluşabileceği gibi, solunum yoluyla vücuda giren alerjenlere karşı da cildin tepki göstermesiyle ortaya çıkabilir. Bu durum, özellikle hassas cilt yapısına sahip bireylerde ve çocuklarda daha sık görülmektedir. Ciltteki bu alerjik reaksiyonlar bazı durumlarda egzama benzeri bir tabloyu da andırabilir.

Alerjik Astım

Polen alerjisinin en ciddi sonuçlarından biri de alerjik astımdır. Polenlere karşı gelişen bu aşırı duyarlılık, akciğerlerdeki hava yollarının daralmasına neden olarak astım krizlerini tetikleyebilir. Alerjik astım, özellikle polen mevsimlerinde şiddetlenen öksürük, hırıltılı solunum, nefes darlığı ve göğüste sıkışma gibi semptomlarla kendini gösterir.

Polen kaynaklı alerjik astım, genellikle önceden alerjik rinit geçmişi olan bireylerde görülür. Bu iki durumun birlikte görülmesine “alerjik hava yolu hastalığı” denir. Astım atakları, özellikle sabah saatlerinde veya açık havada yapılan fiziksel aktiviteler sırasında artış gösterebilir. Bu nedenle alerjiye yatkın bireylerin polen yoğunluğunun yüksek olduğu saatlerde dışarı çıkmamaları önerilir.

Polen Kaynaklı Besin Alerjileri (Çapraz Reaksiyonlar)

Polen alerjileri bazı bireylerde besin alerjileri ile birlikte görülebilir. Bu duruma “çapraz reaksiyon” adı verilir. Özellikle huş ağacı, pelin otu ve çimen polenlerine alerjisi olan kişilerde; elma, havuç, ceviz, fındık, kereviz gibi bazı gıdalar tüketildiğinde ağızda kaşıntı, dudaklarda şişme ve boğazda yanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Bu tabloya “oral alerji sendromu” denir. Genellikle hafif seyretmesine rağmen nadiren de olsa ciddi alerjik reaksiyonlara (anafilaksi) yol açabilir. Bu tür durumlarda alerjiyi tetikleyen besinlerin diyetten çıkarılması ve bir alerji uzmanı gözetiminde tedavi planı yapılması gerekir.

Polen Alerjisi Kimlerde Daha Sık Görülür?

Polen alerjileri her yaş grubunda görülebilmekle birlikte, genellikle çocukluk ve genç erişkinlik döneminde başlar. Ailesinde alerjik hastalık öyküsü bulunan bireylerde görülme riski daha yüksektir. Ayrıca, büyük şehirlerde hava kirliliğine maruz kalan kişilerde polenlerin etkisi daha belirgin hale gelebilir. Kırsal bölgelerde büyüyen çocukların bağışıklık sistemlerinin daha dengeli çalıştığı ve bu tür alerjilere daha az yatkın olduğu yönünde araştırmalar da mevcuttur.

Polen Alerjilerinde Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Polen alerjilerinin tanısı genellikle hastanın öyküsü, fizik muayene ve alerji testleri ile konur. Deri prik testleri ve kan testleri (spesifik IgE düzeyleri) en yaygın kullanılan tanı yöntemleridir. Tedavi ise alerji belirtilerini kontrol altına almayı hedefler. En sık kullanılan ilaçlar antihistaminikler, burun spreyleri (kortikosteroid içerikli), göz damlaları ve astım ilaçlarıdır.

Ayrıca, bağışıklık sistemini alerjene karşı duyarsızlaştırmak amacıyla uygulanan “alerjen immünoterapisi” yani aşı tedavisi de uzun vadeli çözüm sağlayabilir. Bu tedavi, alerjiye neden olan polenlerin belirlenmesinden sonra belirli dozlarda uygulanarak bağışıklık sisteminin tepkisini azaltmayı amaçlar.

Polen alerjisi, farklı organ sistemlerini etkileyen çok yönlü bir sağlık sorunudur. Alerjik rinitten göz alerjisine, cilt problemlerinden astıma kadar çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. Ayrıca bazı bireylerde besin alerjileriyle de iç içe geçebilir. Bu nedenle belirtilerin dikkatle takip edilmesi, doğru tanı konulması ve kişiye özel bir tedavi planının oluşturulması büyük önem taşır. Polen sezonunda alınacak basit önlemlerle yaşam kalitesi artırılabilir ve alerji belirtileri kontrol altına alınabilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu